Yerebatan Sarnıcı

Projenin yürüyüş platformu altında yer alan armatürlerde, Caputo’nun “Anadolu cevheri” olarak tanımladığı saltanit taşının ışıkla kurduğu ilişki ilham kaynağı oldu. Geliştirilen özel optikler ve ışık renkleri, turkuazdan amber tonlarına geçen bir atmosfer yarattı. Tavana yönlendirilen, siyah amber ışık yayan ürünlerle yeraltı dünyasının derinliği ve gizemi pekiştirildi.

Ziyaretçinin mekânla kurduğu duygusal bağı kuvvetlendirmek amacıyla, seyir yönünün tersine yerleştirilen ve ışık seviyesi giderek azalan aydınlatma kurgusu sayesinde, yolculuk bilinçli bir keşfe dönüştürüldü. Sarnıcın arka bölümünde yer alan Medusa başlı sütunlar ise yukarıdan aşağıya yapılan anıtsal aydınlatma ile vurgulanarak üç boyutlu bir etki yaratıldı. Bu bölümde, doğudan batıya uzanan bir anlatı çizgisi oluşturularak ziyaretçilerin tarihsel katmanları ışığın rehberliğinde deneyimlemesi hedeflendi.

9.800 m² alana yayılan ve 338 mermer sütundan oluşan Yerebatan Sarnıcı, bu aydınlatma projesiyle tarih, mimari ve teknolojinin eşsiz birlikteliğini yeniden gözler önüne serdi. TEPTA, bu büyük ölçekli kültürel miras projesinde, teknik uzmanlığı ve yaratıcı çözümleri ile tarihi dokunun korunmasına ve yeni bir anlatım diliyle ziyaretçilere sunulmasına katkı sundu.